17 Ocak 2011 Pazartesi

HIRSIZ

Bir kasabada her gün hava kararınca, insanlar maymuncuklarını ve







fenerlerini yanlarına alır, komşularının evlerini soymaya giderlermiş.

Fakat, gün doğarken geri döndükleri her seferinde kendi evlerini de

soyulmuş durumda bulurlarmış. Ama ülkede kimse kaybetmezmiş, çünkü

herkes birbirinden çalarmIŞ.




Bir gün, nasıl olmuşsa, dürüst bir adam ortaya çıkmış. Geceleri,

diğerleri gibi çantasını fenerini alıp hırsızlığa çıkmaktansa, evinde

kalıp çalışmayı tercih edermiş bu adam. Hırsızlar da onun evinin önüne

geldiklerinde içeride ışık yandığını görünce döner giderlermiş. Fakat

bu durum böyle bir süre devam edince, ahali ona kızmaya başlamış:

"Çalmadan yaşamak senin tercihin, ama başkalarını engellemeye

hakkın yok" demişler.

Bunun üzerine dürüst adam, geceleri ışığını söndürüp dışarı çıkmaya

başlamış. Her gece, hırsızlık yapmadan orada burada dolaşır durur.



sonunda yatmaya evine dönermiş. Fakat her döndüğünde evini soyulmuş

bulurmuş. Sonuçta bir haftadan daha az bir sürede, yiyecek içecek hiç

bir şeyi kalmamış ve memleketini terketmek zorunda kalmış.

Kasabada hırsızlıkta ustalaşıp giderek zenginleşenler kendileri

için soygun yapmak üzere maaşlı hırsızlar tutmaya başlamışlar.

Zamanla, zengin fakir ayrımı çoğalmış. Zenginler mallarını korumak

için bekçiler tutmuşlar, hapishaneler kurmuşlar. Kendi mallarının

çalınmasını da yasa dışı ilan etmişler! Ancak yoksulların mallarını

çalmak hala serbestmiş!

Bir süre geçtikten sonra, artık kimse soymaktan ve soyulmaktan söz

etmez olmuş. Çünkü, yoksulların çoğu ya açlıktan ölmüş ya da oraları

terketip gitmişler. Zenginler ve maaşlı soyguncular ise ortada

soyacakları kimse kalmadığından servetlerini yavaş yavaş yitirmeye

başlamışlar.

Sonunda zenginler eski düzeni yeniden sağlamak için oraları ilk

terkeden dürüst adamı başa getirmeye karar vermişler. Sora sora nerede

yaşadığını öğrenmişler. Evine gittiklerinde kapıda yazılı bir kağıt

görmüşler. Kağıtta şunlar yazıyormuş:

"Bir insan sadece dürüst olduğu için aranıyorsa, her şey için çok

geç olmuş demektir..."

Bir millet uyuyorsa uyandırmak kolaydır.

Ama uyumuyor da uyuyor gibi yapıyorsa ne yapsanız nafile, uyandıramazsınız.

Indra Ghandi

6 yorum:

  1. ke$ke..cok gec olmadan anlayabilsek..ke$ke..

    YanıtlaSil
  2. paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. KeLemek nerede diyorum başka söze gerek yok canım hoşgeldin bloguma.

    Sefam olsun rica ederim hoşgeldin burası hertelden bir blog beklerim yine sevgiler

    YanıtlaSil
  4. vaaaav çok güzel bir hikaye.gerçekten geçmi

    YanıtlaSil
  5. Öncelikle merhaba:)

    Ahh diyorum ahhh keşke geç olmadan fark edebilsek..Çok güzel bir yazı teşekkürler.

    YanıtlaSil
  6. SERPİLCİĞİM EVET GÜZEL BİR HİKAYE DE YORUMUN SONU İÇİN SABAHTAN BERİ BEYİN JİMNASTIĞİ YAPIYORUM CANİKOSU :)

    MERHABA İKİZ ANNESİ SAĞOL CANIM BLOGUMA HOŞ GELDİN BU ARADA

    YanıtlaSil