30 Ekim 2011 Pazar

CUMHURİYET BAYRAMI TATİLİ

Cumhuriyet bayramı tatili sebebiyle goncam cuma günü yarım gün mesai yaptı.Öyle olunca hadi gel Saroza gidelimmi gidelim  dedik.Atladık arabaya düştük yollara .
Az gittik uz gittik dere  tepe düz giderken  ne olduysa goncanın kafasına taş mı düştü ne .
Birden goncam akrabaları ziyaret edelim deyip direksiyonu Keşandan  İpsalaya çevirdi.
Benim baba tarafından dedelerim Bulgaristan göçmeni.
Annemde Canım ATATÜRKÜMÜN  şehrinden SELANİKTEN göğsümü gere gere heryerde övünerek söylüyorum .
Zamanında dedemler daha çocukken Türkiyeye  göç etmişler.Devlette onlara yerleşim yeri olarak buyrun trakyada İbriktepede oturun demiş.Çocukken yazları gider büyük  halamda ve büyük annemde  kalırdık.
Yıllar sonra zaman zaman hep gittik gidemediğimiz zamanlar da oldu .
Daha sonra bu ziyaretler daha da azaldı hayatın koşturmacası çocuklar  geçim derdi .
Ama hiç birbirimizi unutmadık .Bu tatil sebebiyle de goncam hadi yolumuzun üzeri bir uğrayalım dedi.
Kavuşmak akrabaları görmek özlem gidermek çok güzel.
Hepsini göremesekte en yakın zamanda yine geleceğiz deyip vedalaşıp Saroza devam ettik.
Güneyli köyü girişinde Martı otalin restoran kısmında akşam yemeğimi yiyip evime geldik.
Yolunuz bu taraflara düşerse Güneyli köyünde kalınacak tek yer olarak kesinlikte Martı Oteli tavsiye ederim mezeleri balıkları taze ve fiyatı da bayağı makul.
Yola çıktığımızda hava pırıl pırıldı.

Kavuncuyu görünce hemen durduk .Kendi tarlasının kenarına koymuş satıyordu arkadaş.



Ürünler toplanmış tarla yeni mahsul için dinlenmeye çekilmek üzere hazırlanıyor.

Köylü teyzeler de havanın serin olmasına rağmen tarlada çalışıyor.Gerçekten köylü Milletin efendisi bence.

Trakyada ferace giyer teyzemler.Oralarda kimse de giyimlerinden başlarına bağladıkları bu siyah örtüden dolayı ayrımcılık yapıp  sağcı solcu bilmez yöre kıyafetidir bu.

 Gündöndü sapları kışın yakmak için hazırlanmış.

Bu binanın yerinde bir zamanlar mütavazi bir köy evi vardı.Dedem bahçe kısmında arıcılık yapar sebzesini ekerdi.Onlar bu dünyadan göçünce amcam buraya bu sevimsiz binayı yapmış .Taştan betondan nefret ediyorum.

Halamın  yıldızımın tek barıştığı oğlu.

Eşi yıllarca İstanbul bakırköyde yaşayıp daha sonra herşeyi çocuklarına bırakıp tekrar köye döndüler .Köyde doğal hayatta yaşamaktan çok ta memnunlar .

Bahçedeki toprak peçka


Babamın bütün mirasını hediye ettiği kardeşi amcam ve eşi .Yıllarca almanyada çalşıp geri dönenlerden.

Martı otelde akşam yemeği.


Mis gibi Türk kahvemizi içip evimize geldik.

10 yorum:

  1. seyahatinize anlatımınızla ve fotoğraflarınızla eşlik etmek çok keyifliydi...
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Gezdikleriniz, gördükleriniz, yedikleriniz içtiklerinizle afiyet bal şeker olsun şekerim. Sağlıkla kalın.

    YanıtlaSil
  3. Canım benim bizleri de yanında götürüyorsun ya daha ne isteyelim ? Keyfin bol olsun arkadaşım,iyi hafta sonları ...

    YanıtlaSil
  4. Suyun öte yakasından geldiğiniz belli oluyor.Sizi daha da güzelleştiriyor.Uslupunuzda ,yaşama bakış açınızda farklısınız.Bizde Üsküp Radavuş'tan dedemler gelmiş.Sevgiyle kalın

    YanıtlaSil
  5. Yiğit yiğidi gözünden tanır.Derler bizde.
    Ben de Selanik göçmeni torunuyum Mevdoş :)
    Kan çekiyor,kan.Kimin toprağıyız biz?
    Bu arada halanın oğlu aynı rahmetli babam.

    YanıtlaSil
  6. Ne güzel...
    Bu arada babam yemek yerken benim papatyam da ordaymis.... ;)
    Yaa cok ozledim siziiiii....
    Bir çılgınlık yapıp ta buraya gelseniz!!!

    YanıtlaSil
  7. kesinlikle akarabalara kavuşmak hasret gidermek ayrı güzellikte bir duygu, ferace giyen teyzelerin olduğu fotoğrafı çok beğendim =)

    YanıtlaSil
  8. Ne iyi yapmışsınız mis gibi köy havası:)

    YanıtlaSil
  9. Okuyan:Sizleri de yanımda götürmeyi seviyorum canım benim.

    Dilek:Teşekkürler canım benim .

    Colette:Ne demek sizlerle paylaşmayı seviyorum arkadaşım.

    Parıldayan çiçek:Avrupalıyız be yaaa hemşerim benim .

    Tülin:Ne güzel bir söz bu bayıldım ev ya kan çekiyor valla birbirimizi görmesek te o elektirik bir yolla geçiyor buradan ne mutlu bana hemşerilerim çoğalıyor.

    NilY:Evet eleman haniye çok benziyordu mama verdik ona çok tatlıydı.Nasıl gelelim bitanem baban 2 yıllık izinleri bitirmiş :( o yüzden seneye inşallah.Sen gelllözledim seni.
    Mekila:Fırsat bıldukça görmeye çalışıyoruz akrabaları.OOOteyzemler poz verdi valla.
    İkiz annesi:Mis gibi hava aldık ama çok soğuktu .Biz öyle deriz ama yine kaçarız :))

    YanıtlaSil
  10. Sevgili Mevdoş hanım,ben tamamen deneme yanılma yöntemiyle ördüm..tarifini vermek isterim ama ördüğüm ölçüler boncuğun ebatlarına göre değişiyor..küçük boncukta 4 zincir çekerek.,büyük boncukta 6 zincir çekerek başlıyorum..
    Kullanacağınız boncuğun ebatını bilemediğim için nasıl yardımcı olacağımı da bilemiyorum..İnce naylon iple öreceksem 20 no dantel tığ kullanıyorum..ip simli ve kalın ise 18 no tığ kullanıyorum..
    normalde benim kullandığım boncuğu 20 no tığla 6 zincir çekiyorum ve içini 11adet sık iğne ile dolduruyorum..2. sıra her sık iğneye iki kere batarak 22 adet sık iğneye çıkarıyorum 3.sıra üç örüyorum bir arttırıyorum sırayı tamamlıyorum..ondan sonraki sıralarda hiç artırmıyorum o zaman ördüğüm kendiliğinden kıvrılarak şapka şeklini alıyor ..o kıvrıklığın içine boncuğu koyup,boncuk içindeyken sık iğne örmeye devam ediyorum..boncuğun bitmesine 4-5 sıra kala bir örüp bir atlıyorum böylece eksilmiş oluyor..boncuğun deliğine göre kapanana kadar eksiltiyorum..Umarım yardımcı olabilmişimdir:)Şimdiden kolay gelsin:)sevgiler..

    YanıtlaSil