17 Aralık 2010 Cuma

ÇOK GÜLDÜM

Bugün de diğer sabahlardan farkı olmayan bir sabah.Bazen ben bu filmi gördüm gibi oluyorum. Öyle komik ki kurulmuş gibi yani ilk işim camları açmak one ya hava bugun dahamı bir soğuk ne önce yağmur ardından kar ikisi de sıraya koymuş yaramaz çocuklar gibi bİR yağmur bir kar hesabı başım döndü resmen .Her zamanki gibi ilacımı aldım çayı koydum goncamı işe yolladım camdan elimi salladım ve maillerime bakmak için herzamanki pozısyonumu aldım .Bu yazıyı okuduğumdan beri gülüyorum .Bugün elişi resmi yemek tarifi yok haftanın son günü bugün relaks bir gün yani onun için biraz da gülelim istedim.

BİM DE ESKİ SEVGİLİYİ GÖRMEK (KOPTUM GÜLMEKTEN
Bim'e doğru yola çıktım. zaten iki adım ötesi bim. Annemin terliklerini giyip çıkayım lan dedim, kim iki saat şimdi bağcık bağlayacak. Ama olgun bir erkekte eğreti duran şeylerin başında anne terliği geliyormuş canlar, ben bunu anladım.Bim her zamanki gibi sakindi. klima çalışıyor ama soğutmuyordu. Nasıl bir klima lan bu diyerek incelemeye başladım. ama görevli beni balici sandı,çünkü ayaklarımda da acayip terlikler altımda çamaşır suyu sıçrayıp da rengi atmış bir pijamayla pek de güzel bir gaspçı havası veriyordum."abi bu klima üflemiyor galiba" dedim.

Ama cevap vermedi,işine döndü.tam arkamı dönüp gidecekken tanıdık bir ses duydum. pek bir tanıdık.sanki bir zamanlar kulağıma "aşkım" ,"seni seviyorum" diyen bir ses. yavaşça arkamı döndüm. Evet, eski sevgilimdi bu. bir zamanlar sevdiğim kadındı. bir zamanlar elele tutuşarak mal gibi gezdiğimiz kadın.şimdi nişanlısıyla bim'e gelmiş alışveriş yapıyordu. bir zamanlar aşık olduğum kadındı bu. Evet bir zamanlar uğruna canımı verebileceğim kadındı bu. ben şaşkınlıktan elimdekileri yere düşürünce bunlar birden irkildi ve hemen arkasını döndü. ben, beni görmesinler diye hızlıca aşağıya eğildim ama lanet olası bim'de raf diye bir şey yok ki. tansaş olsa arkadaki adam seni göremez ama raf yerine kolilerde ürün sergileyen bim sayesinde saklanamadım.peki size sorarım. siz arkanızı döndüğünüzde, devekuşu gibi saklandığını sanan ama ayağında ufak numara anne terlikleriyle sıçar gibi çömelmiş ve kıç çatalı gözüken bir adam görseniz ne yaparsanız?işte onlar da öyle yaptılar. bastılar kahkahayı. yavaş ve gurur yıkılmışça ayağa kalktım.gözlerine baktım. bana baktı, mahzun bir bakış görmek isterdim ama alay ediyordu resmen. ayaklarıma bakıyordu. anne terliği giymiş,parmakları ucundan çıkmış bir ayak. buydum işte. sen bu adamla bir zamanlar çıkmıştın. şimdiki sevgilin çok iyi giyinmiş ama bir bak bakayım ona.bim'de bu şıklık? sence de biraz samimiyetsiz değil mi? ben en azından yakışıyorum buraya. içimden geldiği gibiyim.böyle düşündüm ama sonra has..tr dedim. adam kapmış kızı,ben de lavuk gibi pijamayla terlikle geziyorum. kim naapsın lan beni."nasılsın görüşmeyeli?" dedim. "iyiyim" dedi. "ne güzel" dedim. "hıhı"dedi. gittikçe gerginleşiyordu ortam. yeni sevgilisi kıllandı mı acaba diye baktım ama nasıl olsa bu lavuktan bir zarar gelmez" düşüncesi hasıl olduğundan zerre umrunda değildim herifin. adam en ucuz kangal sucuğu seçmekle meşguldu."niye böyle olduk biz?" der gibi baktım. "ne diyorsun?" der gibi baktı bana. "niye böyle olduk diyorum?" der gibi tekrar baktım.ne diyorsun anlamıyorum" der gibi tekrar baktı bana. "neyse s..ktir et"der gibi baktım. s..tir etti alışverişe devam etti. bir güle güle demeden. gözyaşlarımı saklayarak elimden düşürdüklerimi aldım ve kasaya gittim.bir de peçete aldım, gözyaşlarımı silmek için. kasadaki görevli yine baliciymişim gibi baktı bana, "paran var mı" der gibi baktı bana,bana bakmasın artık kimse. al lan paranı der gibi uzattım,para üstü beklemeden çıktım ama sonra hemen geri dönüp şahsiyetsizce aldım paranın üstünü.tam çıkacakken fiş almayı unuttuğum aklıma geldi. dönüp onu da aldım. bir romantizm de yaşayamadık be.eve giderken serkan geldi yavaşça yanıma. tek dostum,yoldaşım,üzgün olduğumu anlayabilen tek insan. "abi bir şey diycem. pijamanın kıçında delik var,kıçın gözüküyor,baya da büyük" o günden beri evdeyim. bim'e de kapıcıyı yolluyorum.

METİN ÜSTÜNDAĞ (Leman> >Dergisi
 
 
Yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla
Yaşlanmak hoş değil, duvarlara baka baka.
Bir dost göz arayışıyla,
Saat tıkırtısıyla...
Korkmam geçinip gideriz biz mutlulukla,
Ama;
''Günün aydın, akşamın iyi olsun'' diyen biri olmalı.
Bir telefon çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.
Yoksa zor değil, hiç zor değil,
Demli çayı bardakta karıştırıp,
Bir başına yudumlamak doyasıya.
Ama ''Çaya kaç şeker alırsın?''
Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra...

12 yorum:

  1. Koptum Mevdoş ,sen çok yaşa e mi?

    YanıtlaSil
  2. BENDE SİZER GÜLÜN DİYE YAZDIM COLETTE ciğim ya ne güzel

    YanıtlaSil
  3. Gerçekten çok güzel bir yazı,hala gülüyorum:)

    YanıtlaSil
  4. Güzel Mevdoşum akşam akşam güldürdün beni:)

    YanıtlaSil
  5. ALLAHIM gece yarım ve ben okurken gözlerimden yaş gelerek okuyorum,tam çılgınca bir yazı süperrrr

    YanıtlaSil
  6. Mevdoş abla hikaye çok iyiymiş fakat bu arkadaşın yerinde olmayı istemezdim :) Ama benim diyeceğim başka ekmek yaptııım, ben yaptımmm :) Tuttu ablacık çook güzel fosur fosur kabardı. Çooook teşekkür ederim sana, kocaman öperim :)

    YanıtlaSil
  7. afiyetle ye mügeciğim sistem aynı bundan sonra cevizli cevizsiz yaparsın artık

    YanıtlaSil
  8. Mevdoşcum bu ne yaaaa. Gülmekten yarıldım resmen okurken :)))

    YanıtlaSil
  9. Hii ihiii yazık yaa o Bim'deki elemana :)

    YanıtlaSil